Kadın Olmanın Sınırları

Kadın olmak, toplumun belirlediği birçok sınırlama ve kısıtlamayla karşı karşıya kalmayı gerektirebilir. Bu sınırların birçoğu, kadınların sosyal, ekonomik ve politik açıdan erkeklerle eşit haklara sahip olamamasından kaynaklanır. Kadınların bu sınırlarla nasıl başa çıktığı ve kendi potansiyellerini nasıl gerçekleştirdikleri ise kişisel deneyimlere ve tercihlere göre değişebilir.

Sosyal Sınırlar

Sosyal sınırlar, toplumun kadınlara yüklediği roller ve beklentilerle ilgilidir. Örneğin, kadınlar genellikle ev işlerinden ve çocuk bakımından sorumlu tutulurken, erkekler iş hayatına odaklanabilirler. Kadın olmak bu rollerden kaynaklı oldukça zordur. Bu rol dağılımı kadınların iş hayatında veya diğer aktivitelerde başarılı olmalarını engelleyebilir.

Ayrıca, kadınlar fiziksel görünüm, giyim tarzı ve davranışlarıyla ilgili birçok sosyal norma uymak zorunda kalabilirler. Bu normlar, kadınların özgüvenlerini ve kendilerine olan saygılarını etkileyebilir. Bunları örneklerle açıklayabiliriz. Bir kadın eğer toplum içerisinde istediği gibi giyinmekte özgür olamıyorsa, bu ister istemez psikolojik sorunlara sebep olacaktır.

Toplum tarafından “Sen nasıl böyle giyersin!” şeklinde yorumlar alabilmek de mümkündür. Ülkemizde bir kadın “Tır Şoförü” olmak istediğinde insanlar tarafından “Kadından şoför mü olur” şeklinde yorumlar alabiliyor. Aynı durum diğer ülkelerde gayet normal karşılanabiliyor. Bu yorumları ve düşünceleri yok edebilirsek, kadının da bu şekilde herhangi bir sosyal sınırı kalmayacaktır.

Ekonomik Sınırlar

Bu sınırlar Kadınların iş hayatında karşılaştığı zorluklarla ilgilidir. Kadınlar, erkeklerin yaptığı işler için daha düşük ücretler alabilirler. Ayrıca, kadınlar iş hayatında yükselmek için daha fazla çaba göstermek zorunda kalabilirler. Bazı kadınlar ise çocuk sahibi olduktan sonra işlerinden ayrılmak zorunda kalabilirler veya işlerinde yeterli destek ve fırsatlar bulamayabilirler.

Ekonomik sınırlarla başa çıkmak için kadınlar, kendi işlerini kurarak veya daha esnek çalışma koşulları sunan işlerde çalışarak çözümler bulabilirler. Yeni çocuk sahibi olan çalışan kadınlara ülkemizde 4 aylık doğum izni verilmekte.

Anne yine talep ederse bu iznin ardından 6 aylık ücretsiz izin de talep edebilmekte. Bu süreç sona erdikten sonra maalesef kadının çocuğa bakacak yakını yoksa, işi bırakma yoluna girebiliyor. Ülkemizde bu konu hakkında biraz daha fazla imtiyazlar gösterilse, bu sorunun üstesinden çok rahat bir şekilde gelebiliriz.

Politik Sınırlar

Politik sınırlar, kadınların siyasi hayatta yeterince temsil edilmemeleriyle ilgilidir. Kadınlar, erkeklerle aynı sayıda siyasi pozisyona aday olabilirler, ancak seçmenlerin tutumu ve sosyal normlar nedeniyle kadınların siyasi hayatta daha az yer almaları yaygındır. Kadınlar, siyasi hayatta kendilerini göstermek ve güçlerini kullanmak için ekstra çaba harcamak zorunda kalabilirler.

Fakat erkeklerde durum böyle değil, bir telefon ile ya da bir ufak bağlantı ile bütün işlerini çok rahat bir şekilde halledebilecek durumdalar. Bunun sebebi ülkemizin kadınlara olan bakış açısının değişmemesinden kaynaklanmaktadır. Kadınların, eşit haklara ve fırsatlara sahip olmaları için hükümetler, işletmeler ve toplumun tüm kesimleri tarafından desteklenmeleri gerekmektedir.

Kadınların sınırlarla mücadele etmelerine yardımcı olacak politikalar ve programlar geliştirilmeli, kadınların ekonomik ve siyasi güçlerini kullanmaları teşvik edilmeli ve toplumsal normların değişmesi için çalışmalar yapılmalıdır. Politik sınırlarla başa çıkmak için ise kadınlar, siyasi iş birlikleri ve destek grupları kurarak güçlerini birleştirebilirler.

Aile İçi Sınırlar

Aile içi sınırlar, kadınların hayatlarındaki önemli sınırlardan biridir. Bazı toplumlarda, kadınların aile içinde belirli rolleri vardır ve bu rolleri yerine getirmeleri beklenir. Kadınların ev işleri yapmaları, çocuklarla ilgilenmeleri ve aileye bakmaları beklenir. Bu, kadınların kariyerlerini etkiler ve zamanlarının çoğunu ev işleri ve aileye ayırmaları nedeniyle iş hayatında başarısız olmalarına neden olabilir. Bu da aile içi huzursuzluğa sebebiyet vermektedir.

Aile içerisinde bir kadından sadece bunlar beklenmemelidir. Gerektiği zaman eşine de yardım edebilecek kıvamda olması gerekmektedir. Eşi hasta olduğu zaman eşinin işlerine koşturabilecek, onun yokluğunda evin reisini aratmayacak hareketleri gerçekleştirmesi gerekmektedir.

Sonuca gelecek olursak, kadın olmanın sınırları bir gerçektir, ancak kadınların kendi potansiyellerini gerçekleştirmelerine engel olmaması gerekmektedir. Kadınların sınırları kaldırmak için mücadele etmeleri, toplumun ilerlemesi için önemli bir adımdır.

Ülkemizde yaşayan her kadın hakkını sonuna kadar savunmalı, olanlara karşı susmamalı ve konunun sonuna kadar takipçisi olmalıdır. Eğitim de bu konuda çok önemlidir. İyi eğitim alarak kendini yetiştiren bir kadın, her zaman toplum tarafından takdir ile karşılanmıştır. Her kadın özgür olmalıdır ve hiçbir şekilde sınırlandırılmamalıdır.